20 MAYIS 2020

Oliver Heilmer ve Renzo Vitale ile MINI Cooper SE hakkında söyleşi | MINI Türkiye

Sayın Heilmer, ilk MINI sunulduğu andan itibaren simge haline gelmeyi başardı. Bu kadar tanıdık bir tasarımı bir sonraki aşamaya taşıma konusunda sizi cezbeden nedir?

Oliver Heilmer (OH): Beni cezbeden şey zorluğun büyüklüğünde yatıyor. Böyle simge haline gelmiş bir tasarımı güncellemek kolay bir iş değil. Bir simge ne kadar güçlü olursa (MINI'nin güçlü bir geleneği var) yeniliğin yanı sıra devamlılığın da önemi o kadar büyük olur. Dolayısıyla burada konu, kesişim noktasını yumuşatmak, geçmişi ve geleceği birbirine entegre etmek. MINI Cooper SE, hem MINI hem de elektrikli otomobil kimliğini eşit düzeyde yansıtan bir model.

Bu durumda MINI Cooper SE’de pek fazla değişiklik yapılması gerekmedi, öyle mi?

OH: Bir otomobil kendini kanıtladığında ve örneğin, MINI 3 Kapı gibi şehir içi ulaşıma mükemmel şekilde uyduğunda, yapılması gereken çok şey yokmuş gibi görünebilir. Ancak, tabii ki çalışmaya başladığınızda işler daha karmaşık bir hal alıyor. Aslında bu, bazen sıfırdan yeni bir otomobili tasarlamaktan daha zor. Tamamen elektrikli MINI Cooper SE'yi geleneksel yanmalı motora sahip bir MINI’den ayırt etmek için her bir öğenin genel etkiye nasıl katkıda bulunduğuna bakmaya başladık. Bazı detaylarda yapılan değişikliklerin tasarımı, dolayısıyla MINI algısını neredeyse alt üst etmesi çarpıcıydı. Geleceğe odaklanırken aynı zamanda MINI'nin özünü korumak istedik. Bu nedenle, MINI Cooper SE'yi yanmalı motorlu bir MINI'den ayırt eden belirli vurgulara odaklanmaya karar verdik.

Oliver Heilmer ve Renzo Vitale ile MINI Cooper SE hakkında söyleşi | MINI Türkiye

Elektrikli otomobile özgü tasarım detayları hangileri?

OH: Verebileceğimiz örneklerden biri MINI Cooper SE'nin büyük ölçüde kapalı bir ön ızgaraya sahip olması. Bildiğiniz gibi, elektrikli otomobilin yanmalı motorla çalışan bir otomobil ile aynı yerde hava soğutmasına ihtiyacı yok. Bu nedenle, MINI Cooper SE ızgarasında hava girişi için yalnızca ince yatay bir ızgara çubuğu bulunuyor. Izgaranın geri kalanı kapalı ve kontrast oluşturan modern gri renkte. Elektrikli sürüş sistemi ve bununla birlikte gelen modernlik hissi, elektrikli sürüş deneyimi için tüm ilgili bilgileri gösteren dijital gösterge grubu gibi öğelerle otomobilin iç tasarımına net şekilde yansıtıldı. Ayrıca asimetrik, neredeyse statik bir görünüme sahip jant tasarımıyla yeni bir tasarım yaklaşım benimsedik. Bir jantın klasik tanımından ayrılan çok amaçlı bir tasarım yarattık. Energetic Yellow vurgu rengi, MINI Cooper SE’nin elektrikli karakterine dikkat çekiyor ve bu renk ayna kapakları ve ön ızgaradaki “E” logosu, bagaj kapağı ve yan havalandırmalar dahil olmak üzere modelin çeşitli yerlerinde bulunuyor. Renk vurgusunun istenen etkiyi yaratmasını sağlamak için otomobilin geri kalanında sadelik özellikle korundu.

Elektrikli otomobiller, tasarıma yeni bir yaklaşım getirdi mi? Veya tasarıma yeni bir duygu kazandırdı mı?

OH: Kesinlikle. Genel deneyim her şeyden önce gelir. Elektrikli otomobiller, estetik yaklaşımın ötesinde temel olarak her şeyi farklı şekilde düşünmeye yönelten bir başlangıç noktası niteliğinde. Basit şekilde ifade etmek gerekirse, elektrikli otomobiller yeni dünyaları keşfetmemizi sağlıyor. İleriye dönük olarak yapmaya çalıştığımız şey, otomobilin stili, sesi veya kokusu gibi çeşitli tasarım öğelerinin duyusal etkileşimini MINI'ye uyumlu bir şekilde yansıtmak.

MINI Cooper SE, şimdiden bazı alanlarda tasarıma yeni bir yaklaşım getiriyor. Gelecekte MINI'de tek tek öğeler yerine titizlikle düzenlenmiş bir deneyim etkileşimiyle tüm duyulara yönelik bir tasarım sunmak istiyoruz. Bu durum MINI iç ve dış tasarımında çok önemli olan malzeme ve renk uyumu gibi farklı alanları etkiliyor. Ayrıca kullanıcı arayüzü de bundan etkileniyor. Burada ortaya çıkan soru şu: Farklı temalarla nasıl etkileşim kurabilirim ve bu süreçte ekranda ne görebilirim?
Tabii ki, ses de önemli bir rol oynuyor. Örneğin, park uyarı sesi tasarlama gibi eskiden pek de ilgi çekici olmayan bir konu, elektrikli mobilite ile duygusal bir deneyime dönüştürülebilir. Elektrikli bir MINI'nin sesinin nasıl olacağına, bununla nasıl bir duygusal tepki yaratacağımıza, hangi duyguları iletmek istediğimize kendimiz karar verebiliriz. Örneğin, MINI Cooper SE’nin sesini yaratan Renzo Vitale, modelin sesini bana genel olarak tasarımı tarif ettiğimiz şekilde açıkladı. Hemen bu yaklaşımın hem bizim için hem de MINI için tamamen yeni bir deneyim dünyasının kapısını açabileceğini fark ettim.
Oliver Heilmer ve Renzo Vitale ile MINI Cooper SE hakkında söyleşi | MINI Türkiye

Renzo Vitale, siz bir müzisyen, besteci ve elektrik mühendisisiniz. Tamamen elektrikli MINI Cooper SE için ses geliştirmenin en zor yanı neydi?

Renzo Vitale (RV): Temel olarak otomobilin çıkardığı ses, duyguları tetiklemeli ve aynı zamanda bilgi iletmelidir. Amacımız, MINI'de bu iki yönü de yeniden yaratmak, aynı zamanda bunlar arasında net bir ayrım oluşturmaktı. Pek çok kişi için, yanmalı motorun sesi güçlü duygular uyandırır. Ancak en başından beri, yanmalı motor sesini simüle etmenin mantıklı olmadığı konusunda hemfikirdik. Ne de olsa bu otomobilde vites değiştirme yok. Dolayısıyla sürücü hızlandığında, tüm sürüş sisteminin enerjisi hemen elinin altında. Oluşturduğum seslerin içeriği için ana ilham kaynağım, tasarım. MINI Cooper SE için örneğin, jantların ve sarı vurguların yarattığı görsel izlenimleri sese dönüştürdüm.

Elektrikli otomobil sesini nasıl geliştiriyorsunuz?

RV: Sesi geliştirmeye otomobile bir bütün olarak bakarak başlıyorum. Otomobili bir enstrüman olarak görüyorum. Müzisyenler, duyguları yaratmak için enstrümanları kullanır. Aynı şekilde, otomobil de sürücünün ve yoldaki diğer sürücülerin duygularını tetiklemelidir. Tabii ki ses her zaman bilgi de içerir. Duygu ve bilgi unsurlarının her ikisi de temsil edilmelidir. Otomobil bu noktada ne yaptığımıza bağlı olarak farklı bir ses çıkarır. Örneğin MINI Cooper SE, dost canlısı, samimi ve canlı bir karakter yansıtıyor. Hareket ettiğiniz anda ileri hareket ve hız hissi veren dinamik bir ses duyulur. Otomobil ister iddialı ister sakin bir sürüş tarzıyla kullanılsın, otomobilin sesi hem tüm sürüş durumlarını hem de markayı yansıtmalı ve bunu gerçek bir deneyime dönüştürmelidir. MINI Cooper SE ile bunu başardığımızı düşünüyorum.

MINI Cooper SE nasıl bir ses çıkarıyor? MINI’nin sesi nasıl?

RV: Bence MINI’nin sesi üç kelimeyle şöyle tanımlanabilir: Tutkulu, enerjik ve ilham verici. MINI’nin mutlu bir ifadesi, şaşırtıcı bir yanı var. Bu, gözleriniz kapalıyken de deneyimleyebileceğiniz bir şey olmalı. Ses, otomobilin bizimle iletişim kurmak için kullandığı kendini ifade etme yöntemlerinden biridir. Bu arada, sessizlik de bir iletişim biçimidir, bir ses unsurudur. Sesini bestelerken modelin karakterini gerçekten yansıtabilmek için MINI Cooper SE'yi uzun süre inceledim. Otomobilin çizgilerini sesli bir forma dönüştürmeye çalıştım. MINI'nin sesi oldukça canlı. Size, “yanınızda bir arkadaşınız var” mesajını veriyor.

Oliver Heilmer ve Renzo Vitale ile MINI Cooper SE hakkında söyleşi | MINI Türkiye

MINI tasarımı hangi yöne gidiyor? Sonunda ikonik bir tasarıma bürünmüş tekerlekli bir akıllı telefon mu göreceğiz?

OH: Bir otomobil, herhangi bir cep telefonundan daha karmaşıktır. Tüm otonom sürüş alanı, bize bunun ne kadar karmaşık olduğunu açıkça gösteriyor. Geleceğin MINI'sini akıllı telefondan ziyade bir “suç ortağı” olarak görüyoruz. Pek çok otomobil sahibi MINI'lerine bir isim veriyor. Biz bunu çok basit ve sezgisel bir şekilde geliştirmek istiyoruz. Böylece sürücü ile MINI arasında saf sürüşün ötesine uzanan gerçek bir bağ kurulabilir. Bunun teknolojik açıdan çok karmaşık olması gerekmiyor. Her şeyden önemlisi, insanların yüzünde bir tebessüm oluşturmalı.

RV: Örneğin, MINI'nin sürücünün ruh halini algılayıp buna sesle yanıt verebildiğini, bu sayede sürücüye yaşadığı anı daha iyi hale getiren bir ses dünyası sunduğunu hayal edebiliriz. Burada bir tür ses ortamı, sesli uyarı veya bir şarkı kullanılabilir. Otomobil kendini ifade ediyor ve yolculara yalnız olmadıklarını hissettiriyor.

OH: Kesinlikle. Bunun ardından sese ek olarak, ışık da dikkate alınması gereken özelliklerden biri. Işık, yalnızca ekranda görünen belirli bilgiler açısından değil, aynı zamanda aydınlatma modları olarak da düşünülmeli. İdeal olarak ışık ve sesin etkileşiminden bahsediyoruz. MINI, yanımda iletişim kurabileceğim biri olduğu hissini veriyor. Bu noktada, dokunsal deneyimler, ses, ruh halleri ve malzemeler arasında bağlantı kurmaya odaklanan her şeyi kapsama yaklaşımı kritik öneme sahip. Bu yeni MINI hissini müşterilerin deneyimleyebileceği bir şeye dönüştürmek istiyoruz.