Çerezleri kullanmamız için izninizi yönetme aracımız geçici olarak çevrimdışı. Bu nedenle, çerez kullanımına izin vermenizi gerektiren bazı işlevler eksik olabilir.
YARATICI RUH.
Dolma kalem, mürekkep ve bir parça peçete, 1950’li yıllarda mühendis Alec Issigonis’in MINI vizyonunu kağıda dökmesi için yeterliydi. Yaklaşan petrol krizi ve dolayısıyla beklenen fiyat patlamasının yarattığı ürkütücü ortam çizimlerine ilham verdi. Issigonis'in çözümü, yakıtını şanzımanla paylaşan, çapraz dört silindirli motora sahip, ekonomik ve küçük bir otomobil tasarlamak oldu. Bu yenilikçi ruh, halen tasarımcılara ilham vermeye devam ediyor.
1959
MINI’nin tanıtılması, otomobillerin tasarlanma biçimlerini tamamen değiştirdi.
1964
Monte Carlo Rallisi’ni kazandıktan sonra şehir sakinlerinin birçoğu, tutkulu birer MINI hayranı oldu.
1969
İtalyan İşi filmindeki üç MINI kadar iyi görünen başka bir otomobil olmamıştı.
SİMGE HALİNE GELMİŞ TASARIM.
1959 yılındaki ilk tanıtımından bu yana MINI, çok uzun bir yol kat etti. Ardında bıraktığı sayısız hikaye ve sınırsız model varyasyonu, bunu kanıtlar nitelikte. Ancak tasarımcıların ve mühendislerin her zaman odak noktası, zamanın ruhunu yansıtan ve bir zevk ve karakter simgesi haline gelen renk ve biçim oldu. Bu ikonik markanın geçmişindeki farklı modeller ve mihenk taşlarına yönelik olarak aşağıda sunduğumuz genel bakışa göz atabilirsiniz.
1976
MINI 1000 Stripey LE, daha sonra üretilecek çok sayıda özel üretim otomobilin ilki oldu.
1986
Şimdiye kadar, her biri renkli kişiliğe sahip, beş milyon MINI üretildi.
2001
İkonik otomobil, markanın yeniden tanıtımı için yeniden tasarlanırken özgün kimliğini korudu.
2019
Kahverengi deri ve yeşil boya ile öne çıkan 60. yıl dönümü özel üretim modeli, bir İngiliz klasiği haline geldi.
GO-KART HİSSİ.
Her şey, küçük bir otomobil ve geniş bir alan tasarlama düşüncesiyle başladı. Ancak MINI’nin efsanevi konumuna katkıda bulunan bir diğer özelliği de özellikle şehir içinde sunduğu muhteşem go-kart hissi oldu. Aynı alanı paylaşan diğer insanlarla göz göze olduğunuz şehir merkezlerinde, bu roadster’ın direksiyonunda oturmak çok özel bir enerjiyi hissetmenizi sağlıyor. Bu histen kaçmak mümkün olmadığına göre hemen bir MINI’nin sürücü koltuğundaki yerinizi alın, camları açın ve yolu bir parkura dönüştürmenin keyfini çıkarın.